Tarihi ilçe, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alındığı 17 Aralık 1994’ten bu yana, sokaklarında ziyaretçilerine tarih seyahati yaptırmaya devam ediyor.
Usta Türk belgeselcisi merhum Suha Arın tarafından 1976’da çekilen ve bir sonraki yıl 14. Antalya Sinema Şenliği’nde, “en güzel kısa metrajlı film” mükafatını alan “Safranbolu’da Zaman” belgeseliyle gündeme gelen ilçe, ortadan geçen vakitte kültürel kıymetlerini koruyarak 17 Aralık 1994’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başardı.
Osmanlı mimarisini, kent hayatını ve kültürünü yansıtması münasebetiyle “Osmanlı’nın parmak izi” olarak isimlendirilen Safranbolu’da, o devirden kalma han, hamam, konak, çeşme, cami ve köprüler yer alıyor.
Tarihi ilçede 1994’ten bu yana 600 kolay tamir, 260 onarım ve 75 çeşme tamiratı yapıldı.
İlçede han ardındaki “Kentsel Tasarım ve Sokak Sağlıklaştırma Projesi”, Tabakhane bölgesinde yok olmaya yüz tutmuş tabakhane binasının ayakta kalmış kalıntılarından yola çıkarak hazırlanan rekonstrüksiyon projesi ve özgün sokak kaplamaları üzere birçok çalışma gelecek yıllarda da sürecek.
Kentte program dahilinde özgün sokak kaplamaları ortaya çıkartılıp yol kaplamalarında onarım ve tamamlamalar, özel proje alanlarında kentsel tasarım projeleri, silüeti olumsuz etkileyen taşınmazlarda proje ve tamir çalışmaları, miras alanında aydınlatma projesi üzere gibisi çalışmalar sürdürülecek.
“Soyut ya da somut mirasın yaşatılması açısından çok kıymetli”
Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Safranbolu’nun 1994’te UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne girdiğini hatırlattı.
Türkiye’den UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yaklaşık 21 yapıtın yer aldığını aktaran Yavuz, “Safranbolu ilçemiz kent olarak 8. sıradan 30 yıl evvel bu listeye dahil oldu. Bugün prestijiyle UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde 1223 eser, alan ya da tarihi yer listeye dahil olmuş durumda. Bu sahiden Safranbolu ilçemiz için, ilimiz için çok değerli bir durum” dedi.
Yavuz, kelam konusu seyahatin 30. yılını yaşamanın Safranbolu’nun tarihi, kültürü, klâsik el sanatları üzere soyut ya da somut kültürel mirasın yaşatılması açısından çok değerli olduğunu vurguladı.
Karabük’te korumacılık anlayışının 1970’lerde başladığına değinen Yavuz, “Belki de Türkiye’de örnek oluyor. Bu korumacılık anlayışıyla Karabük’te bugün yaklaşık 2 bin 400 civarında tarihi tescilli yapımız var. Her şeyden evvel bu anlayışla çabucak devamında 1994’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olmasıyla Safranbolu’nun eşsiz mimarisinin ve kültürel kıymetlerinin korunmasına katkı sağlanmış oldu” diye konuştu.
“Ticaretin geliştirilmesi ve ekonomik çıktılar manasında da katkı sağladı”
Mustafa Yavuz, 30. yıl kapsamında çeşitli paneller, söyleşiler, belgesel gösterimleri ve müsabakalar düzenleneceğini bildirerek, şöyle devam etti:
“Listeye alınması ilçeye çok şey kattı. Her şeyden evvel kent bazında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 8. sıradan girerek Safranbolu’muzun ve Karabük’ümüzün tanıtımına katkı sağlamış oldu. Karabük’ümüzün tarihinin, mimarisinin, Safranbolu’muzun kültürünün bütün dünyaya tanıtımına katkı sağladı. Turizmine katkı sağlamış oldu. Olağan bu tanıtımlar, tarih kanalıyla kültürel bedellerin yaşatılması noktasında da ticaretin geliştirilmesi ve ekonomik çıktılar manasında da katkı sağladı.
Mimarisiyle, tarihiyle, kültürüyle, el sanatlarıyla yaşatılması, korunması, gelecek jenerasyonlara aktarılması noktasında da bir şuurun oluşmasını sağladı. Hem ekonomik hem tanıtım hem de korumacılık anlayışında miras listesine girmesiyle, daha öbür bir boyuta taşınmasıyla katkı sağlamasının yanı sıra hem bölgemizde hem vilayetimizde hem de ülkemizde de muhafaza şuurunun oluşmasına katkı sağlamış oldu.”
Vali Yavuz, korumacılık anlayışını başlatan herkese teşekkür ederek, bu seyahatin uzun yıllar devam etmesi temennisinde bulundu.
