Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, düzenlediği basın toplantısıyla kent ve ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Büyükşehir Belediyesi binasında gerçekleşen basın toplantısında lider Zeyrek, merkezi idarenin SGK borçları, vergi borçları, kayyum atamaları üzerinden mahallî idarelere ait adımlarını kıymetlendirerek şunları söyledi:
-Belediye kurumu sadece yapmakla zarurî olduğu işler haricinde de toplumsal belediyecilik manasında halka dokunan bir kurumdur.
-Bu tip kısıtlamalarla bizim bütçelerimizde oluşan kısıtlamalar aslında belediyeleri cezalandırmak değil, halkı cezalandırmaktır. Biz elimizden geldiğince bütçemizin hepsini her kuruşuna sahip çıkarak vatandaşa hizmet etmek için harcamaya devam edeceğiz. Alışılmış ki bu kısıtlamalardan ötürü bilhassa ilçe ve belde belediyelerini sahiden çok güç günler bekliyor. Maaş ödeyemez hale geldiler. Lakin oradaki belediye liderinin değil, maalesef oradaki vatandaşları cezalandırmak olan bu tavra ben muhakkak karşıyım.
-Çünkü bu borcu biz yapmadık bizden evvelki periyotlarda yapıldı. Bugüne kadar gerisi aranmamış bu borçların CHP belediyeleri başa geldiğinde tekrar gündeme getirilmesi ve tahsilatı yapılmasını çok adaletli bulmuyorum. Evet, devlete borçtur, ödenecektir, ödenmelidir. Lakin bunun bir faizinde indirim yaparsınız, ödenebilir bir hale getirirsiniz. Bunu taksitlendirirsiniz. Bu biçimde ödemeler yapılabilir.
“GAYRİ AHLAKİ”
SGK ve vergi dairesi kimi gayrimenkulleri alıyor borç karşılığında. Bununla ilgili hiçbir sorun yok. Belediyenin bir gayrimenkulü varsa nakde dönebilir olmalı. Lakin bir evvelki devirlerde vergi dairesinin aldıklarına bakıyorum; mescitleri almış.
-Camimizi yıkıp da buradaki gayrimenkulü nakde çevirme imkanınız var mı? Asla yok. Ancak bunu dönemin AK Parti belediyelerinden, MHP belediyelerinden kabul edip alıp da bizi burada iş yapamaz hale getirip anahtar vurma haline getirip bu hale düşürmeleri de kabul edilemez bir şey. Devletimizin SGK ve vergi dairesinin belediyelerden alacağı toplam alacağı ortasında yüzde 2.7’dir. Yani belediye yüzde 2.7’sini karşılıyor. Başka yüzde 77,5 buçuğuna bakmadan yüzde 2.7’sine bu türlü bir yaptırımı yapmak çok da gayri ahlaki olarak yaklaşıyorum ben. Biz hizmet yapmaya devam ediyoruz.
Biz geldiğimizde Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin borcu 2.4 milyar TL’ydi. Bugün prestijiyle borcumuz 1.6 milyar TL’ye düştü. Biz yedi buçuk ayda yaklaşık 800 milyona yakın bir borç ödedik. Bunun yanında da hizmetler yapmaya devam ettik. Bunları yaparken herkes şunu söylüyor; hem kısıtlama önlemleri var hem borç ödüyorsun.
-Hem de birçok toplumsal yardımlarda, toplumsal hizmetlerde bulunan bir belediye haline geldik biz. Bu parayı nereden buluyorsun diye sorduklarında katiyen biz harcadığımız, su içtiğimiz bir bardak suda Selendi’nin dağ köyünde yalın ayak dolaşan çocuğun vebali, hakkı vardır. Biz devletimizin bize emanet ettiği paranın her kuruşuna sahip çıkıyoruz. Her ay internet sitemizden yaptığımız harcamaları ve halkımızla paylaşıyoruz, kuruşuna kadar. Bu şeffaflıkla rantçıların önüne geçerek bir futbolcu almak yerine onun parasını halka harcayarak biz bu hizmetleri yapmaya her vakit için devam edeceğiz.
-Devletimizin kısıtlama önlemleri devam edebilir. Hürmet duyuyorum. Bence etmemesi gerekiyor. Lakin bu kısıtlama önlemlerine karşı da biz elimizden gelen tüm şeffaflığıyla halkımızla paylaşarak paramızı ortak bir formda harcamaya devam edeceğiz.
Halkın iradesinin ötesinde bir irade tanımıyorum. Halkın iradesi her şeyden öncedir. Kayyum atanan belediye liderlerimizin iddianamelerine bakıyorum. Ovacık Belediyesi bundan 12 yıl evvel o günün kaymakam ve emniyet müdürünün isteği üzerine bir cenazeyi alıyor. CHP’li aileye cenazesini teslim ediyor. Bunun üzerinden 12 yıl geçiyor. 12 yıl kimsenin aklına gelmiyor. Fakat bugün aklına geliyor ve buna kayyum atanıyor. Keza Esenyurt Belediyesi bizler de hepimiz vefat eden birçok kimseyi arayıp başsağlığı diliyoruz. Ancak aradığımız birçok kimseyi muhtarlarımızdan geliyor bu bilgi yahut eşimizden, dostumuzdan hiç onu da tanımıyor olabiliyoruz. Esenyurt Belediyesi’nde de Ahmet Lider bir telefon ediyor, diyordu ki ‘çok güzel bir evlat yetiştirmişsiniz, Allah sizlere sabır versin’ ve bu vefat eden evladın ağabeyi, PKK’yla ilişkilendiriliyor. Bu telefondan ötürü da Ahmet Lidere kayyum atanıyor. Ben bunların adaletli olduğunu düşünmüyorum. Kayyum tehdidiyle yaşayabilen bir belediye asla ve asla olamaz. Ben bu tehditlerin bir an evvel artık kalkması evet cürüm varsa devletimizin her karış toprağına sahip çıkarız. Gelen her türlü tehdide göğsümüzü siper ederiz. Zira biz bu ahlakla büyüdük. Bunlara sebebiyet veren, ögeler varsa doğal ki keşke 31 Mart seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu adaylıklarını kabul etmeseydiler. Lakin misyona geldikten sonra yalnızca bir yaptırım ve kaygı salmak üzerine bu tip kayyumları önümüze getirmeyi de çok gerçek bir teşebbüs olarak bulmuyorum ben. Umarım devletimiz bu siyasetinden vazgeçer. Hatalılar varsa sonuna kadar devletimizle birlikteyiz. Hatanın üzerine gidelim. Fakat 12 yıl, 15 yıl evvel yapılmış yahut atılmış bir tweeti bugün karşımıza koyup da bu halde halkın iradesine karşı durmayı da çok hakikat bir metot olduğunu düşünmüyorum.”
“Kayyum tehdidi alıyor musunuz?” sorusuna ise Zeyrek, “Kayyum tehdidi almıyorum. Fakat günde bir, iki kez bugün nereye kayyum gelecek sohbeti Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde geçiyor. Kayyum tehdidi alabileceğimiz bir ögesi asla ve asla düşünmüyorum. Ancak devletimiz takdir görür, kayyum gönderir, bir şey diyemem. Abdestimden kuşkum yok ki namazımdan kuşkum olsun. Benim bugüne kadar çizdiğim yolda, doğrultuda en ufak ne devletime, ne milletine, ne de Manisalı vatandaşlarımın bir kuruşuna ziyan verecek hiçbir şey yapmadım. Bunun rahatlığı ve huzuru var bende. O yüzden ötürü kayyum tehdidini ben yalnızca korkutma olarak yorumluyorum” diye karşılık verdi.
Görevi hasebiyle tehditler aldığını da tabir eden Lider Zeyrek, “Bu koltukların bu türlü bedelleri olabiliyor. Zira ben buraya geldikten sonra rantın önüne geçtim. Haksız ihale alanlarının hepsinin önüne geçtim. Haksız alacak olanlarının hepsinin önüne geçtim. Bununla ilgili de insanı palavra yanlış iftiralarla, ailesiyle tehdit ediyorlar. Geçen hafta bu türlü bir olay yaşadık. Genel Liderimle da konuştum. Genel Liderim da dedi ki; bu koltuklarda oturuyorsan bunlara alışman gerekiyor diye. Yanlışsız bir yaklaşımdı. Ancak buradan şunu söyleyeyim; ben ne istedikleri ihaleleri vereceğim ne tehditlerle benden istenen paraları vereceğim. Ben yanlışsız bildiğim yolda hakikat bir biçimde devam edeceğim. Bir müddet sonra da dışarıdaki bu bireyler de benim bu duruşuma alışacaklarını düşünüyorum” formunda konuştu. Tehditlerle ilgili kabahat duyurusunda bulunduğunu da aktaran Zeyrek, “Ben bunlara boyun eğecek bir adam değilim. Asla da eğmeyeceğim. Ne bir santim gideceğiz, ne bir adım geri atacağım” dedi.
Önceki periyotta Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan yolsuzluklarla ilgili yaptığı kabahat duyurularıyla ilgili ise Zeyrek, “Bu kurumun bir kuruşuna kim ziyan verdiyse, kim aldıysa gitsin savcılıkta tabirini versin. Hatalıdır, hakim cezasını verir. Hatasızdır, hakim onun da beraatını verir. Bu yolsuzlukların kim yaptıysa onların karşısında Spil Dağı üzere duracağım” diye konuştu. Savcılığa verilen belgelerin durumuna ait ise Zeyrek, “Başsavcımız verdiğimiz belgelerle ilgili; ‘İçişleri Bakanlığı’na gönderdiğini, İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma yetkisi verip vermeyeceğini beklediğini, soruşturma yetkisi verirse biz de isimli merciler olarak gerekli süreçleri yaparız’ dedi. Fakat İçişleri Bakanlığından şu anda benim bildiğim şimdi bir şey yapmadı” sözlerini kullandı.
Çinli otomotiv firması BYD’nin Manisa’daki yatırımıyla birlikte kentte misyon yapacak Çinlilerin toplumsal hayatlarını sağlamak üzere oluşturulacak Çin Sokağı’na ait ise Zeyrek, şunları söyledi:
-BYD’nin gelmesiyle birlikte Manisamıza yaklaşık iki bin 500, üç bin tane Çinli gelecek. Bu bugüne kadar Manisamızın şöyle makus tarihi vardı. Manisa’da kazanılan para etraf vilayetlerde harcanıyor.
-Ben de o etraf vilayetlerde harcayana değil de onlara harcatana kızıyorum. Zira bu şahısların eğitim, sıhhat, barınma, toplumsal hayatlarının altyapılarını hazırlamazsanız evet bu şahıslar olacak ortalarında biz onların barınma, toplumsal hayat, eğitim, sıhhat, bu altyapılarını Manisa’da hazırlamazsak şayet bu para tekrardan öteki kentlere gidecek. Ben artık Manisa’da kazanılan paranın Manisa’da kalmasını istiyorum.
Çin sokağının Laleli semtinde hayata geçeceğini ve kentten kopuk olmayacağını da aktaran Zeyrek, “Çin mahallesi deyince kentten tecrit edilmiş, diğer bir yerde bir kurulmuş mahalleden bahsetmiyorum. Zira Çinlilerin kültürüyle, Manisamızın kültürü bir noktada kucaklaşmak zorunda kalacak. İç içe yaşayacakları bir alan oluşturmayı düşünüyorum. Bunun da yeri 5M Migros’un olduğu yere altı AVM’nin üstü konutlarla olan projeleri tasarlıyoruz. O AVM’nin bir pasajının bir sokağını ben Çin sokağı yapmak istiyorum. Bu bir başlangıç olacaktır. Bundan sonra da Çinlilerin sayısı arttıkça bunları ek olabilir. Çin sokağını yapmazsak kentin çeşitli yerlerinde Çin lokantaları açılacak ve oradaki kaynaşma kimi kimseleri rahatsız edebilir. Bunların önüne geçebilmek ismine biz bu türlü bir Çinlilerle kucaklaşacağımız ve Manisa’da kazandığı paranın Manisa’da kalacağı alanlar oluşturacağız” diye konuştu.
