Tablet üzerinde bir dik üçgenin alanını hesaplamaya çalışan öğrenci, gerçek sonuç yerine yanlış bir sonuç yazmış. Üçgenin yüksekliği 3.75, tabanı 1.875 olarak belirtilmiş. Bu pahalara nazaran alan 3.5156 olması gerekirken, öğrenci bunu 3.1468 olarak hesaplamış.
Arkeologlar, bu tıp tabletlerin o periyotta matematik eğitiminin kıymetli bir modülü olduğunu belirtiyor. Kish ve Babil, antik devirde matematiksel gelişmelerin merkeziydi. Bu tabletlerin kimilerinde, bir yüzünde öğretmen tarafından yapılan örnek hesaplamalar, öteki yüzünde öğrencinin çalışmaları bulunuyor.
BABİL MATEMETEĞİ VE SİSTEMETİK EĞİTİM
Babil matematiği, günümüzde saat hesaplamalarında kullanılan 60 tabanlı sayı sistemine dayanıyordu. Bu sistem, geometri ve cebir üzere ileri matematik tekniklerinin temellerini oluşturdu. Antik Babil’de matematik eğitimi, büyüyen imparatorlukların ticaret, vergi ve takvim gereksinimlerini karşılamak için gelişmişti.
Bu tabletler, Babil halkının Pisagor teoremini, Yunan filozof Pisagoras’tan bin yıl evvel bildiğini gösteriyor. Pisagor teoremi, dik üçgenlerde iki kenarın kareleri toplamının hipotenüsün karesine eşit olduğunu tabir eder.
Tablet, matematik eğitimi kadar bilginin nasıl aktarıldığına dair de ipuçları sunuyor. O periyotta bilgi, ezberden yazılı kayıtlara aktarılmaya başlanmıştı. Bu değişim, günümüzün dijitalleşme sürecine misal biçimde büyük bir kültürel dönüşümü temsil ediyor.
Tablet, sadece bir öğrencinin yanlışını değil, birebir vakitte o periyodun eğitim ve toplumsal yapısını da yansıtıyor. Bu tıp eserler, geçmişte bilginin nasıl toplandığını ve öğretildiğini anlamamızda değerli bir rol oynuyor.
Bölge, matematik eğitiminin yanı sıra yazılı bilginin yaygınlaştığı birinci yerlerden biri olarak biliniyor. Kil tabletlerdeki bu tıp kusurlar, insanlık tarihinin öğrenme süreçlerinin ne kadar eskiye dayandığını gösteriyor.
